10 Mayıs 2014 Cumartesi

ATATÜRK, KUR'AN OKUTMUŞTUR


"Saat 8'e doğru (akşam) İsmet Paşa geldi. Evvela yemek. Yemekten sonra 10 Mart için program kararlaştırıldı. Siyasi durum hakkında... bilgi verdim. Ondan sonra hafıza Kur'an okuttuk."


9 Mart 1922, Perşembe - Sivrihisar


ATATÜRK, KUR'AN MEALİ YAZDIRMIŞTIR


"İlk olarak Kuran'ın dilimize çevrilmesini istedim. Bu da ilk defa olarak Türkçe'yeçevriliyor. Hz. Muhammed (sav)'in hayatına ait bir kitabın çevrilmesini emrettim."


Fethi Naci, Atatürk'ün Temel Görüşleri, S. 55


ATATÜRK, KUR'AN'I TAVSİYE ETMİŞTİR


Ramazan ayı yaklaşınca Atatürk kız kardeşine;"Makbule, Ramazan geliyor, annemize hatim okutmayı ihmal etme" der ve hatim okuyacak Hafız'a hediye edilmek üzere bir zarf içerisinde para verirdi.

Ercüment Demirer, Din, Toplum Ve Kemal Atatürk, S.10


ATATÜRK, İSLAM'A DEĞİL BAĞNAZLIĞA DÜŞMANIDIR!


O dönemde yaşayan bir kısım bağnazlar, Kuran ahlakına göre değilde, atalarının ve geleneklerinin uydurduğu dine göre yaşamaktaydılar. Eğer Atatürk, bilerek veya bilmeyerek Kur'an'daki demokrasiyi fiilen uygulamamış olsaydı, bağnazlar (yobazlar), kendi kafalarındaki dine göre yaşamayan insanları öldürme derecesine gelip biricik vatanımızı kaosa sürükleyebilirlerdi. Nitekim İslam Ahlakı'nda hiç kimse İslam'ı yaşamadığı için zorla baskı altında tutulamaz. Nitekim Allah, Kuran'da şöyle bildirmektedir:
"Dinde zorlama yoktur.... (Bakara Suresi 256. Ayet)

Kur'an'da bildirilen bu konu bizlere demokrasiyi ve laikliği özetlemektedir. Herkes -bir başkasının haklarını ve sınırlarını aşmadan- istediği gibi yaşamada özgürdür. Sadece Allah insanları yaptıklarından dolayı sorguya çekecektir. Müslümanlara düşen ise apaçık bir tebliğden başkası değildir.


ATATÜRK, ALLAH'A VE RESULULLAH'A BÜYÜK ÖNEM VERMİŞTİR


Ey Millet! Allah birdir. Şanı büyüktür. Allah'ın selameti, atıfeti ve hayrı üzerinize olsun. Peygamberimiz Efendimiz Hazretleri, Cenab-ı Hak tarafından insanlara dini hakikatleri tebliğe, memur ve Resul olmuştur. Koyduğu esas kanunlar cümlemizce malumdur ki, Kuran-ı Azimüşşan'daki ayetlerdir. İnsanlara feyz ruhunu vermiş olan dinimiz son dindir. Ekmel dindir. Çünkü dinimiz akla, mantığa, hakikate uymamış olsaydı, bununla diğer İlahi ve tabii kanunlar arasında aykırılıklar olması gerekirdi. Çünkü bütün İlahi kanunları yapan Cenab-ı Hak'tır.! 

Balıkesir Hutbesi, Zağanos Paşa Camii , 7 Şubat 1923




LAİKLİĞİN KUR'AN'DAKİ KESİN TARİFİ


Atatürk'ün Şu Sözleri Kur'an'daki Ayetler ile Mutabıktır!

Din bir vicdan meselesidir. Herkes vicdanının emrine uymakta serbesttir. Biz, dine saygı gösteririz. Düşünce ve tefekküre muhalif değiliz. Biz sadece din işlerini millet ve devlet işleriyle karıştırmamaya çalışıyor, kasde ve fiile dayanan taassupkar hareketlerden sakınıyoruz. (Sadi Borak, Atatürk ve Din, 1962 (A. Gürtaş, s. 34)

Dinde zorlama (ve baskı) yoktur. Şüphesiz, doğruluk (rüşd) sapıklıktan apaçık ayrılmıştır. Artık kim tağutu tanımayıp Allah'a inanırsa, o, sapasağlam bir kulpa yapışmıştır; bunun kopması yoktur. Allah, işitendir, bilendir. (Bakara Suresi, 256)

Mustafa Kemal ATATÜRK, Hem Çok Modern ve Hem de Dindar Bir Müslümandı


Biricik vatanımızın kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, bizlere bağnazlıktan ve yobazlıktan uzak, Kur'an'daki İslam'a tam uygun bir bir demokrasi bırakmıştır. Her ne kadar Atatürk'ten sonra, gerek dış mihrakların gerek içerideki bağnazların etkisinde kalsa da; Türkiye'miz, Hazreti Mehdi Aleyhisselam'ın zuhuru ile, Atatürk'ün zeminini hazırlamış olduğu Türk Demokrasisi; etrafındaki tüm coğrafyaya, büyük bir örnek olacaktır!





9 Mayıs 2014 Cuma

Sizlere Tavsiyemiz Sadece Kur'an'a Uyun!


Kuran-ı Kerim'deki hükümler, makul her insan için ideal yaşama ortamını sunar. Ancak bir insan Kur'an'ı yeterli görmeyip kendi aklından kurallar üretmeye çalışırsa, bunlar ile kendisine zulmeder.

Kur'an; 1400 seneden beri fikir özgürlüğünü savunur ve hiç kimseye dini hükümlerin zorla uygulanmasını emretmez. Ayrıca Kur'an'da belirtilen haramların sayısı çok çok azdır ve bunlarda insanın yaşantısını olumlu düzeyde etkilemektedir. Kur'an'a göre kimse kimsenin nasıl giyineceğine, nasıl davranacağına karışamaz. Bu da demokrasi ve laikliğin özetidir. Şunu da unutmamak gerekir ki tüm bu özgürlükler, bir başkasının özgürlük alanına girilmemesi koşulu iledir.

İslam, bir insana olgun akıllı olmayı getirir ve makul düşünmeyi sağlar. Yaşadığı dönemde Atatürk'ün akılcı tavırlar ile davranması, kendisinin Kur'an ahlakının zemininde olduğunu gösterir.

SONUÇ OLARAK; MUSTAFA KEMAL ATATÜRK, BAĞNAZLIKTAN UZAK VE SAMİMİ BİR YAŞANTININ OLUŞMASINI HEDEFLEMİŞTİR VE BU KUR'AN'A SON DERECE UYGUNDUR.